Aramızda kalsın, şu
kahrolası “umut” fazla mantıksız ve doyamayan” arzu” kendisi yönetmek istiyor
herşeyi. “ Arzu” nun hakkı var aslında nesnesinin gözleri bu kadar yeşil ,
saçları da bukle bukle olmasaydı verip veriştirirdim ona. Ama "umut"a
ne oluyor ki, çok yersiz varlığı. Davet eden hiçbir unsur yokken, yaptığı ancak
rol çalmak. Bak “gurur”a yok ortalıkta. Diyorlar ki arzuyla umut anlaşma
yapmışlar da tehdit etmişler “gurur”u, asılsız şeyler söylemişler
hakkında: Neymiş “gurur” yeşil gözlerden
ne anlarmış, “bencillik”miş arkadaşı, hayatı zevksiz hale getirirmiş fazla
ciddiye alınırsa.“Gurur” da gururundan çekip gitmiş. Ama bir söylenti dolanıyor ortalıkta; hazırlık
yapmaya gitmiş, eskisinden daha güçlü olup gelecekmiş bu sefer
“gurur”. Üstelik “akıl” la da müzakerelere başlamış. ” Umut”un gururun yanında
sesi çıkmaz amma hiç “arzu” gururu takar mı? “Arzu” gelsin bakalım demiş,
geleceği varsa göreceği de var. Er meydanı yarin tam karşısı olacakmış. “Arzu”
haber salmış yeşil gözlüye, görüşeceğimiz gün siyahlarını giy de gel diye,
gözlerine sürmeleri çek de gel diye. “Gurur” boş durmamış “akıl”dan bir bir
öğrenmiş her şeyi, geçmişi, şimdiyi. Vakit gelmiş çatmış, “arzu” koştura koştura
gitmiş peşinden de “umut”, yerleşmişler bedenin bir tarafına. Diğer tarafta da
“akıl”la “gurur”. İlk saldırı “arzu”dan gelmiş, bir dokunuşta mest olmuş “arzu”
hemen daha fazlasını istemiş, “umut” da destekçisi. “Gurur” kalk demiş hadi
kalk. Tam harekete geçmiş beden kalkıyormuş sürmelinin karşısından “arzu” otur
demiş, “umut” güzel günler önündeyken kaybedeceksin boş yere demiş. Beden
oturmuş sakince.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder